Malatya Gunleri
ORGANİZASYONUN AMACI
Malatya’yı il sınırlarının dışına taşırarak anlatmak ve aktarmak organizasyonun ana amacıdır. Bu kapsamda Malatya mülki idare amirlikleri, sanayi ve ticaret örgütleri temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin, yerel ve ulusal basın yayın organları ile İnönü Üniversitesi’nin birlikteliği çerçevesinde Malatya’nın kültürel, tarihsel ve yöresel değerleri ve ürünleri sergilenecek, sahip olduğu tarih, kültür ve turizm potansiyeli ulusal ve uluslar arası alanda tanıtılacak, Malatya’nın zengin ve sağlıklı mutfak kültürü ve damak tadı ülkemize duyurulacak, nihai olarak bir yandan ülke ekonomisine diğer yandan sanayi ve turizme artı değer kazandırılacaktır.
ORGANİZASYONUN İÇERİĞİ
- Şehrimizin en önemli ürünlerinden biri olan kayısı ve diğer yöresel ürünlerimiz sergilenecek,
- Kurulacak yemek stantlarıyla yöresel yemek kültürümüz tanıtılacak,
- Folklorik kültürümüzün renkleri folklor gösterileri aracılığıyla tanıtılacak,
- Müzik piyasasında önemli yer tutan Malatyalı müzisyen hemşerilerimizin ve ayrıca yerel sanatçılarımızın da katılacağı konserler düzenlenecek,
- Malatya Mutfağı Yarışması ile yerel tatlarımız rekabet edecek,
- Sivil Toplum Örgütleri, kuracakları stantlarla etkinlik tanıtımı yapabilecek,
- Eski Malatya’yı anlatmak ve hatırlamak üzere fotoğraf sergisi düzenlenecek,
- Tohma Kanyonu’nun sunduğu rafting imkanları tanıtılacak,
- İlimizin yetiştirdiği Kemal Sunal, Turgut Özal gibi sanat, siyaset vb. alanlardaki hemşerilerimiz adına stantlar açılacak,
- Yöresel Malatya kıyafetleri defilesi ilimizin giyim-kuşam kültürünü tanıtacak,
- Sultansuyu’nda yetişen atların da yer alacağı “Malatya Günleri”nde, ziyaretçiler deneme binişi yapabilecekler,
- Etkinlik alanında kurulacak olan ve kayısı şeklinde tasarlanan dev gösteri balonu Başkent’in her tarafından görülebilecek.
07-10 Ekim 2010 tarihleri arasında düzenlenecek olan “Malatya Günleri”nde; etkinlikler her gün 10:00-21:00 saatleri arasında gerçekleştirilecektir.
KATILIMCI PROFİLİ
- Kamu Kurum ve Kuruluşları
- Sanayi ve Ticaret Örgütleri
- Sivil Toplum Örgütleri
- Üniversite
- Bankalar
- Özel Sektör Temsilcileri
- Sanat Atölyeleri
- Kültür ve Turizm Kuruluşları ve Firmaları
- Gıda Firmaları
- Restaurant ve Cafe İşletmeleri
- Giyim ve Tekstil Firmaları
- Müzik ve Folklör Toplulukları
ZİYARETÇİ PROFİLİ
- Özel Sektör Kuruluşları
- Parlamento Temsilcileri
- Kamu Kurum ve Kuruluşları
- TOBB ve Ticaret Sanayi Odalarının Temsilcileri
- Özel Sektör Temsilcileri
- Elçilikler, Konsolosluklar
- Ticaret ve Turizm Ataşelikleri
- Basın ve Medya Temsilcileri
- Akademisyenler, Öğrenciler
BİR ŞEHRİ YÂR BİLMEK*
Rahmetli Edip Cansever “Ah güzel Ahmet abim benim/İnsan yaşadığı yere benzer” diyor ya, doğrudur, insan yaşadığı şehre benzer; şehir de kendi sakinine benzer zamanla… İnsanın kimliği ile ait olduğu kentin kimliği birbirini tamamlar. Evvel zaman içinde şehrin ileri gelenlerinin o şehirle birlikte anılmaları günümüzde de kısmen geçerliği olan hakikatlerdendedir. İnsan kenti kurarken, o kentte yaşarken ve kenti yaşatırken bir nevi kendini de kurar; yaşar ve yaşatır. Bir şehrin yerlisinde de göçmeninde de, uğrayıp geçeninde de yerine ve ağırlığına göre o şehirden bir şeyler kalır.
Bu bağlamda Malatya Malatyalıdan; Malatyalı Malatya’dan başkası değildir dense yeridir.
“Bir şehri olmak” en az “şehirli” olmak kadar önemlidir. Günümüz Türkiye’sinde kendisini şehre ait hissedenlerin, kimliğini şehirle tanımlayanların/tamamlayanların hepsi “şehirli” değildir kuşkusuz. Ne var ki, bir şehir köyüyle kasabasıyla da şehirdir. Konuk ettikleri ve uğurladıklarıyla da şehirdir.
Bir de, o kentte yaşamadığı halde, aile tarihinden dolayı kendisini o şehre ait olarak tanımlayanlar vardır. Yerine göre bu ağırlık, bu baskınlık o şehirde yaşayanlardan daha fazladır.
Bir özge mühür gibi Yukarı Fırat Havzası’nı süsleyen Malatya, Türkiye’nin kadim şehirlerinden biridir. Tarihi 10 bin yıla varan, 30’a yakın kültüre; kadim uygarlıklara tanıklık eden hatta beşiklik eden bu emsalsiz şehir; kuruluşundan itibaren bulunduğu bölgenin en canlı şehirlerinden biri olmuştur.
Dünyada adını “Bal”dan alma ayrıcalığına sahip tek şehirdir Malatya. Hititçe bal anlamına gelen “Melid” sözcüğünün şehre ad olarak verilmesinin ve bu adın bin yıllar boyunca değişmemesinin bir hikmeti, bir talih güzelliği olmalıdır.
Bu ise, kendisini o şehre ait görenlerin şehirlerine bakışlarında aranmalıdır daha çok… Sevdiği yârin değerini, layık olup olmadığını, güzelliğini şehrinin değeriyle tartan ve şehrini yâr bilen bir duyarlılık kentsel aidiyet bilinci açısından incelenmeye değerdir.
Ondandır ki “Malatya, Malatya bulunmaz eşin” diye bir türkü vardır ve sadece ülkemizde değil dünyanın neresinde olursa olsun bir bir hemşerinin şehrine duyduğu emsalsiz güveni göstermektedir. Sadece bu türkü bile, sözüyle, ezgisiyle; söylendiğinde insanların kenetlenerek halay çekmesiyle kentbilimcilerin kent-toplum ilişkileri bağlamında yeni ve uygulanabilir çıkarımlar yapmasına yetecek bir tutkuyu içinde barındırmaktadır.
Evliya Çelebi’nin havasıyla suyuyla doğasıyla “latif” bulduğu ve dönemin önemli şehirlerinden biri olan Tebriz’le karşılaştırıp daha üstün tuttuğu Malatya, bugün ülkemizin sosyal ve ekonomik anlamda “ağırlık merkezi” olan kentlerinden biridir.
Malatya’yı sadece “kapı” ve “kavşak” sözcükleriyle tanımlamak; sadece kayısısını, sadece doğal zenginliklerini, dağlarını, derelerini, tarihi mekanlarını, ekonomik devingenliğini, sanayisini, tarımını ve bütün bunların oluşturduğu “il” kimliğini ard arda sıralayarak bir şehir fotoğrafı çıkarmak elbette önemlidir ancak yeterli değildir.
Şehre açıldıkça şehir de size açılır ve bir büyük şiirdeki anlam katmanları gibi şehrin güzellik katmanları ortaya çıkar. Her ne kadar Malatya “görücüye çıkarken” kendi doğal ve tarihi artılarını takıp takıştırıp görücüye çıkıyorsa da, o ilk görüntü katmanının aşılmasıyla asıl Malatya başlar ve derinleşir.
O derinlikse bizzat o şehre varmakla, dokunmakla, havasını teneffüs edip suyunu içmekle, onu boydan boya temaşa etmekle ve hatta temas etmekle ortaya çıkacaktır.
Malatya’yı bilmeden tanımadan Türkiye’yi tanıdığımızısöylemek mümkün değildir.
